bugün
yenile
    1. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şuan, yazmak ihtiyacını dibine kadar hissettiğim zamanlardan biri. Tutamıyorum. Benim gibi hissedenler olduğunu biliyorum, böyle zamanlar yaşayan insanlar var biliyorum. Onları belki biraz anlamak, biraz umut vermek, biraz gelecekten haber. Hayır olsun.. Doya doya yaşanılan koca bir 21 sene. Gerçekten doya doya. Hiçbir keşke bırakmadım arkamda. Elimden gelebilen, yapmaya gücümün yettiği ne varsa yaptım. Tek bir keşke bırakmadım. Elbette hatalarım oldu, yanlış yaptıklarım. Yapamadıklarım. Ama yapmadıklarım olmadı hiç. Herşeyi yapmaya çalıştım. Yüzlerce insan tanıdım. Yüzlerce insana dokunmaya çalıştım, içlerine. Yüzlerce insan da bana dokundu. Birşeyler katmaya çalıştım onlara. Değiştirmek için dünyayı. Sevdiğim, sevildiğim insanlar oldu. Yüzlercesi girdi hayatıma, yüzlercesi de çıkıp gitti. Kızmadım hiçbirine. Benim de hayatından çıktıklarım oldu çünkü. Hayatın düzeni de buydu zaten. Hiçbir yemeğin tadına bakmadan, en sevdiğinizi nasıl seçebilirsiniz? Onun gibi birşeydi galiba bu da. Yeri geldi deliler gibi içtim, dağıttım. Bağırdım çağırdım. Küstüm. Çıkıp gittim bazen, dönmediğim oldu. Dönemediğim. Dönmek istemediğim. Sonuç olarak, döndüm ama yine. Öyle hemen kolayca bırakıp gidilmiyormuş tamamen öğrendim. Yeri geldi, gidenlerim oldu. Dostlarım, arkadaşlarım. Sonra onlar da döndüler geri. Kaşımı kaldırıp da bakmadım bir saniye. Hoşgeldin deyip açtım kollarımı. Çünkü benim de gittiğim zamanlardaki hissettiklerimi hep bildim. Düşündüklerimi. Bildim ve yargılamadım hiçbirini. Aşık olduğumu zannettiğim kadınlar oldu, henüz 15'imde. Ölüp ölüp geberemediğim kadınlar. Aşk değilmiş, yaşayıp gördüm sonra. Reddedildiklerim oldu, sonra reddedildiklerim tarafından sevildiğim de oldu. Yine de çok şey kattı dedim her birine, gram pişmanlık duymadan. Beni ben yapan, şuanki beni bulmamı sağlayan yaşadıklarımdı çünkü, bildim bunu. Aşkı da sevgiyi de hata yapa yapa öğrendim. Sevdiğim kadınlar oldu, beni seven kadınlar. Öptüklerim, öpmeye kıyamadıklarım. Yıllarca sevdiklerim oldu, yıllarca düşünmeden sevenlerim. Yıllarca elele gözgöze kolkola durduklarım. Sonra ayrıldıklarım. Çok özlediklerim, çok özleyenlerim oldu. Birbirimiz tarafından da sevildiğimiz ama yine birbirimize tek bir adım bile atmadığımız zamanlarım oldu. Güldüm hep, öyle güzeldi ki çünkü. Şimdi daha da çok iyi anlıyorum. Çok kırdıklarım oldu, çok kırıldıklarım. Çok hata yaptığım anlar oldu. Delicesine af dilediklerim. Gocunmadan hem de. Af dileyenlerim oldu. Affettiklerim. Her insan hata yapar diye gurur yapmadan affettiklerim. İçimde gram ukte kalmasın diye bile bile hataya gittiğim anlar oldu. "Ne kadar yanacaksın deseler de, ben o ateşe dokunmadan anlayamam" demiştim çünkü. Öyle de oldu. Yaşayıp öğrenmek en güzeli dedim. Koşa koşa gittim hatalara, sonra koşa koşa döndüm. Döndüğümde hala beni bekleyen insanlarım oldu çünkü. Hata yapsam da yanımda dimdik duracak, elimi tutacak arkadaşlıklarım, ailem oldu. Şehirler değiştirdim, okullar. İki tercih arasında kaldığımda ikisini de yaşadım hep. Gittim, istediğimin o olmadığını anladığımda, diğer tercihime koştum tekrar. Ama bir defa olsun bunu bir insana yapmadım. Çünkü insanlara hissettiklerim hep netti. Gidebildiğim şehirlere gittim. Gidebildiğim yerleri. gezdim. En güzel şehirlerin en çok sevilen yerlerinde gezdim, oturdum. bir sigara içtim. Ama en çok da öyle çok da fazla insanın gitmediği yerleri sevdim hep. Niyeydi hiç bilmedim. Herkesin delicesine eğlendiği bir sokağın hep arka sokaklarındaydım ben. Kalabalığın hemen arkasındaki 3-5 insanın oturduğu o tatlı yerlerde soluklandım. Oralar beni çok fazla eğlendirmedi, ama hep çok daha tatlı bir haz verdi. Sebebini de hiç anlamadım. Ama.. Sonunda hep duruldum. Hep düşündüm. Hep hüzünlendim. Sanki susamışım, bir bardak su arıyormuşum gibi. Su verenlerim de var ama haa yok değil. Ama her birinin verdiği su gidermiyormuş susuzluğumu gibi. Sanki doğruyu arıyormuşum, birçok doğru buluyormuşum. Ama ben "en" doğrusunu aramaya devam ediyormuşum gibi böyle. Neden? Bu kadar doğrucu yaşamanın sebebi niye? Hiç bilemedim. Şu günlerde kimseye ihtiyaç duymadan sakin, sade bir hayat yaşıyorum. Kitaplarım, müziklerim, sözlük. Sigaralarım, kahvem. Ve tabi hiçbir zaman bırakmayacağım ailem. 2 gün önce görüştüğümü zannettiğim arkadaşlarımla bir hafta önce görüştüğümü öğrendiğim zamanlardayım. Zamanın nasıl geçtiğini bilemiyorum. Bir gün sigara içerken bir mesaj geliyor. "öldün mü oğlum?" Niye böyle bir mesaj aldığımı düşünüyorum. Üstlere çıkıyorum en son ne zaman konuştuğumuzu görmek için. 10 gün olmuş. Öyle öğreniyorum. Etrafımda onlarca insan var, dostlarım, arkadaşlarım. Hep bir adım uzaktayım niyeyse. Ama koca bir adım. Baya koca bir adım. Halimi hatrımı sormak için atılan bir mesaj. Sonra yarım bıraktığım bir yazışmaya dönüşüyor. Cevap vermediğimi çok sonralar farkediyorum. Pişman olmuyorum, ama o insanlara öyle davrandığım için de üzülüyorum hafiften. Beni kahkahalara boğacak, yanında gülmekten çenemin ağrıyacağı dostlarım var. Ettiği bir dansla yüzümü gülderecek arkadaşlarım. Beni ordan oraya gezdirecek arkadaşlarım, beraber dağıtacağım. Bir rakı sofrasında beraber dertleşeceğimiz insanlar var. Ama bilmiyorum. Sanki beni anlayacaklar, anlamaya çalışacaklar. Ama yetmeyecek bu. Hani konuştuğumuz zaman hepimiz aynı kelimeleri kullanıyoruz. Ama hepimiz farkı duygular, hisler için kullanıyoruz. O kelimenin hepimiz için anlamı farklı ya. Onun gibi birşey. Sanki en içime dokunamayacak gibi hiçbiri. Çok güleceğimi bildiğim halde yanlarına gitmemem bu yüzden galiba. Çok güldüm, çok eğlendim bu zamana dek. Anlaşılmak galiba artık istediğim. Çok anlaşılmak ama. Bilmiyorum. Hayatı çok doğru yaşamaya çalışıyorum, belki de bundan oluyordur bunlar. Öyle kötü olduğumu da düşünmeyin ha. İyiyim, çok iyiyim. Sadece düşünüyorum. Çok fazla düşünüyorum. Hakikati aramak yoruyor bir süre sonra da. Sonra da böyle boşaltıyorum içimdekileri bazen. Ama biliyorum dostlar. Gerçekten biliyorum. Bir gün öyle zamanlar gelecek, öyle insanlar olacak yanımızda. Çok gülmeyeceğiz, fakat öyle anlayacaklar ki bizi, öyle dokunacaklar ki içimize sırf bu yüzden ağlayacağız belki. Ve bu ağlayış, çok ama çok gülmekten daha fazla mutlu edecek bizi. Sen. Gecenin bir yarısı başını yastığa koyduğunda düşünmeden duramayan güzel dostum, yalnız değilsin. Sen. Markete sigara almaya giderken dahi, o ufacık yolda aklını birşeyler kurcalayan güzel insan. Sen. Bir erkek tarafından çok sevilen ama mutlu olamayan güzel arkadaşım, Sen. bir kadına dokunmaktan ziyade onun tarafından anlaşılmayı bekleyen yürekli kardeşim. Yalnız değilsin. Sayımız belki az, ama varız daha. Burdayız. Ve unutma. O günler gelecek. Buna inan. saygılarla
      0eyvallah. inanıyorum diğerleri gibi bu hayatta bir gün gülecek bize güzel kardeşim gülecek. - rudyyy 25.12.2016 21:46:18 |#2711899
      0inşallah dostum:) - cok konusan cok dinleyen 25.12.2016 22:56:35 |#2721690
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ölüm artık o kadar uzak ve korkunç bir ihtimal gibi gelmiyor bana. Çok sıradan bir şey artık. Herkes ölüyor. Çoğu durumu yaşamaktan da daha basit. Yani kısacası ölüm eski anlamını kaybetti. Ölüm kaybedince hayat da anlamını otomatik olarak kaybediyor.
    3. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu sıralar fazlasıyla hissettiğim durum. Ciddi söylüyorum birisi şöyle birkaç dakika eylülden bugüne kadar hayatımın hızlandırılmış halini izlese oturur ağlar, benim de ağlayarak geçirdiğim gibi. Her gün bir önceki günden daha da kötüleşiyor, iyiye giden tek bir şey yok. Ne yapacağımı ya da yapmam gerektiğini de bilmiyorum sadece çok yoruldum...
    4. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anlamsızlık değil ama sanki bir boşluk var ve hani o boşluğu neyle doldurmam gerektiğini bilemiyorum. Aktiviteler, gezmeler tozmalar diyorum ki bunları yaparsam belki bi tık geçer ama nafile tek başına bir bankta oturunca insan daha çok hissediyor o anlamsızlığı ya da boşluğu sanki geçmeyecekmiş. Sanki hiç bir zaman bitmeyecekmiş gibi. Bunun için kendinle kavgaya bile tutuşuyorsun bazen. GEÇMİYOR BİTMİYOR BAZI SEYLERİN ARTIK BİR ANLAMI OLSUN.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Maalesef çok yoruyor. Bu yetmezmiş gibi ekonomi de kötü.
    6. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anlamsızlaşan hayatlarınızı uzun uzun yazmanıza gerek yok çünkü bi anlamı yok
      0Çok haklısın demek ki o kadar anlamsız değil - astalavesselam 23.07.2022 01:58:22 |#4422980
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlk defa olmuyor yıllardır süregeliyor bu durum 'yaşıyoruz yaşıyoruz birşey olmuyor hayat mı orjinal değil kader mi çin malı'
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sanki herkesin bı amacı bı hedefi varda ben öyle gün geçirmek için yaşıyor gibiyim ne gülmekten zevk alıyorum ne yemek yemekten öyle boş boş oturmak istiyorum :((